Türk mutfağının en klasik ve en popüler yemeklerinden biri olan Bursa Kebabı, Türkiye’de büyük çoğunlukla İskender ya da İskender Kebap olarak anılıyor. Tüm bu isimleri taşıyan kebaplar aslında temelde tamamen aynı. İskender Kebap’ın isim haklarını, bu kebabı bulan kişi olarak kabul edilen Mehmet Oğlu İskender Efendi’nin ailesinin almasıyla diğer esnaflar ve ustalar bu harika lezzeti Bursa Kebabı ismiyle sunuyor. İsminden de net şekilde anlaşılabileceği üzere Bursa yöresine ait olan İskender Kebap damak çatlatan lezzeti ile tüm dünya tarafından biliniyor ve seviliyor. İskender, sadece Türk halkı ve Türkiye’de yaşayan insanların değil dünyanın dört bir yanından, farklı damak tadına sahip insanların bayıldığı bir lezzet olarak biliniyor.
İskender Kebap hikayesi 1867 yılında, Bursa’nın meşhur Kayhan Çarşısı’nda başladı. Aslında İskender’in ortaya çıkış aynı zamanda “döner” kebap olarak anılan yemeğin modern versiyonunun da Türk mutfağına girmesine neden oldu. Mehmet Oğlu İskender Efendi çok genç yaşlarında kuzu ve koyun etini parçalayıp, sinirlerinden ayıklayarak dikey şişe dizme fikrini üretti. Bu fikrini amcası Sabit Dede’nin yardımları ile hayata geçiren İskender Efendi böylece “döner”i icat etmiş oldu. Kuzu etinin farklı bölümlerinden yapılan ve odun ateşinde pişen “İskender Efendinin Dönen Kebabı” bir anda meşhur oldu.
İskender Kebap ilk ortaya çıktığı dönemde basit bir pide ekmeğinin üzerine etlerin koyulmasıyla birlikte yemeğin yanına yoğurt, salça üzerine ise tereyağı koyularak lezzetlendirilen bir tabak olarak sunuluyordu. Daha sonra ise sunum temeldeki yapıya bağlı kalmak suretiyle geliştirildi ve bugünkü halini aldı. Günümüzde İskender ya da Bursa kebabı doğranan ve tereyağı ile kızartılan pide ekmeklerinin üzerine döner etinin ilavesiyle yapılıyor. Bu bazın üzerine salçalı özel sos ve tereyağı, tabağın yan tarafına ise yoğurt ilave edilerek servis ediliyor. Bazı restoranlarda tabağa köz domates ve biber gibi garnitürler de ilave ediliyor.