Beyaz, siyah ve yeşil çay yapımında da kullanılan Camellia Sinensis isimli bir bitkinin yapraklarından elde edilen Oolong çayı, dünyadaki altı temel çay türünden biri. Keza söz konusu türlerin tümü aynı bitkinin yapraklarından elde ediliyor, ancak her biri farklı üretim tekniklerine tabi tutuluyor. Siyah çay yapımında bitki yaprakları okside oluyor. Yeşil çay yapımında ise yaprakların okside olmasını engellemek için bir dizi işlem uygulanıyor. Oolong çayının ise hem aroma hem de gördüğü işlem düzeyi bakımından bu iki türün arasında bir yerde konumlandığını söylemek mümkün. Çünkü Oolong çayı yapımında, bitki yaprakları kısmi oksidasyondan geçiriliyor. Söz konusu oksidasyonun derecesi %10 ile %80 arasında değişiklik gösterebiliyor.
Aslında Oolong çayının tat ve yoğunluk açısından siyah ya da yeşil çaya ne kadar benzediği de tamamen maruz kaldığı oksidasyon düzeyine bağlı. Oksidasyon düzeyi %50’nin altında olduğunda yeşil çaya, üstünde olduğunda ise siyah çaya daha çok benzeyen bir aromaya kavuşuyor. Ancak bu türün hem siyah hem de yeşil çayın bazı özelliklerini bir arada barındırdığını söyleyebiliriz. Siyah çayın güçlü ve yoğun aromasıyla yeşil çayın ferahlatan tadını buluşturuyor. Bu sayede iki türün arasında bir tatla tanışmak isteyenler için de lezzetli ve ilginç bir alternatif oluşturuyor. Oolong çayı dünyada ağırlıklı olarak Çin, Tayvan, Japonya, Hindistan ve Nepal gibi çay tüketimi yüksek olan ülkelerde üretiliyor.