Kökenleri 15. yüzyıla kadar dayanan ve Almanya topraklarının dünyaya naif bir armağanı olan Riesling üzümü, beyaz şarap yapımında ilk tercihler arasında yer alıyor. Özellikle, 19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın başlarında Riesling üzümlerinden yapılan beyaz şaraplar, en ünlü Fransız kırmızı şarapları kadar popüler ve pahalıydı. Buradan bile, Riesling’in ne kadar kaliteli ve leziz bir üzüm olduğunu anlamak mümkün.
Şarapçılıkta Fransa, İtalya ve “yeni dünya”nın incisi Napa Vadisi öne çıkan bölgeler olsa da şarap konusunda uzman kişiler ve gerçek şarap gurmeleri Almanya’nın dünyanın en zengin ve en eski şarap geleneklerinden birine sahip olduğunu biliyor. Riesling, şarabın kutsal topraklarından olan Almanya’nın incisi olarak anılıyor.
Riesling üzümünden yapılan şaraplar, genellikle asiditesinin ve tanen oranının dengeli olmasıyla ünlü. Aynı zamanda tatlı ve keskin bir aromaya sahip olduklarını da söylemek gerek. Riesling şarapları o kadar aromatik ki bazı şarap gurmeleri bu şarapları “aromaların efendisi” olarak adlandırıyor.
Almanya’nın 1996 yılından beridir en çok yetiştirilen şaraplık üzümü olan Riesling, soğuk iklimlerde daha verimli yetişen ve iyi olgunlaşan bir üzüm olarak biliniyor. Riesling üzümünün iyi örneklerine yalnızca Almanya’da değil Fransa’nın Alsace bölgesinde, “yeni dünya”nın iklim olarak uygun bölgeleri olan Kuzey Amerika ve Avustralya’da rastlıyoruz. Riesling dayanıklı bir üzüm olmasıyla birlikte yavaş ve uzun bir olgunlaşma evresine sahip. Soğuk iklimlerde yetişmesinden dolayı canlı ve dengeli bir asiditesi olan Riesling, yıllandırmaya uygun ve yıllandıkça güzelleşen şarapların mimarı olarak karşımıza çıkıyor. Aynı zamanda ağızda ferah bir tat bırakan Riesling şarapları, tatlı şarap kategorisinde zirveyi kimseye kaptırmıyor.
Riesling şarapları genellikle sepaj tarzıyla yapılır ve başka üzümle karıştırılmaz. Dünyanın en çok yetiştirilen 20. üzümü olan Riesling, Chardonnay ve Sauvignon Blanc ile birlikte en iyi üç beyaz şarap üzümünden biri kabul ediliyor.