Sübye denizlerde yaşayan, pek çok kafadan bacaklı ile akraba olan ve bu türler ile sürekli karıştırılan bir su canlısı. Mürekkep balığı yavruları veya erişkin mürekkep balığı ile karıştırılan sübye, bu türler ile akraba olmasına rağmen tam olarak aynı canlı değil. Ahtapot ve kalamarla da akraba olmasına rağmen bu canlılardan çok farklı özellikleri var. Türkiye’de bazı balık restoranları ve balık tezgahlarında kalamar diye satılan sübye, bu sebeple maalesef yanlış tanınıyor. Eti kalamara göre daha sert ve daha aromatik olan sübye, daha çok sonbahar aylarında tüketilen lezzetli bir besin olarak karşımıza çıkıyor.
Sübye bizde olduğu kadar dünyada da sevilerek tüketilen bir deniz mahsulü olarak biliniyor. Sübye etinin yapısı ve lezzeti ile balıkların da vazgeçemediği tatlar arasında yer alıyor. Bu sebeple balık avcılığı için de sıkça kullanılan sübye, ilginç bir su canlısı diyebiliriz.
Sübyeyi ilginç kılan ise görünüşü ve avlanma şekli. “Onkollular” sınıfından olan bir canlı olan sübye, bacakları arasında çıkan ağzının konumu ve gaga şeklinde ağzıyla dikkat çekiyor. Sübyenin kafasından çıkan kolları da ilginç bir görünüm ortaya çıkarıyor. Küçük bir balık olmasına rağmen avlanma şekli gayet sert olan sübye, avına arkasından yaklaşıp saldırıyor. Sübye küçük mürekkep balıkları ve karides ile besleniyor.
Deniz mahsulü olarak tüketilen sübyenin temizlemesi ve işlenmesi ise oldukça zahmetli diyebiliriz. Bu işi usta bir kişinin yapması ya da evlerinde sübye pişirecek kişilerin usta bir kişiden yardım alması gerekiyor. Yoksa sübyeden verim almak güçleşiyor. Sübye, yahni, kavurma, kızartma ve ızgara şeklinde pişirilebiliyor ve servis ediliyor. Özellikle deniz ürünü sevenler ve farklı tatları merak edenler için iyi bir alternatif oluşturuyor.