Dünyanın en popüler egzotik meyvelerinden birisi kesinlikle pitaya. Türkiye’de ejder meyvesi olarak bilinen bu tropik meyve yağlıboya tablolardan çıkmış görüntüsü ve muazzam tadı ile ön plana çıkıyor. Yalnızca görünüşünden etkilenerek ejder meyvesi alan insanların sayısı bile oldukça fazla.
Ejder meyvesinin kökeni Meksika, Orta Amerika ve Güney Amerika’nın kuzey bölgesi olarak kabul ediliyor. Pitaya zaten bir tür kaktüs meyvesi ve o bölgenin ne denli fazla kaktüs çeşidine ev sahipliği yaptığı biliniyor. Pitaya’nın bir tane türü yok. Bu nedenle ejder meyvesinin bilimsel adı “Hylocereus sp.”. Dünyada en yaygın olarak tüketilen ve ejder meyvesi denildiğinde gözümüzde canlanan tür ise “Hylocereus undatus”. Kırmızı pitaya olarak da bilinen bu tür ve sarı pitaya olarak bilinen “Hylocereus megalanthus” anavatanları dışında Endonezya, Tayvan, Vietnam, Siri Lanka gibi Güney ve Güneydoğu Asya ülkelerinde çokça üretiliyor. Ejder meyvesi ticari olarak yetiştiriciliği yapılan en popüler tropikal meyvelerden biri olarak biliniyor.
Ejder meyvesi türlerinin en bilineni olan “Hylocereus undatus”un dış kabuğu kırmızı ve pembe tonlarında katmanlardan oluşuyor ve yeşil ince yaprakları var. Meyveyi tüketmek için bu dış kabuğu bir bıçak yardımı ile açmak ve meyvenin etli iç kısmını almak gerekiyor. Pitaya’nın iç kısmı ise beyaz ve beyaz kısmın içinde siyah noktalar gibi görünen tohumlar bulunuyor. Yapraklarından çay da yapılabilen ejder meyvesinin kabuğu yenmiyor. Ejder meyvesinin iç kısmı işlenmeden yenebildiği gibi bu meyve özellikle içecek endüstrisinde sıkça kullanılıyor.
Ejder meyvesinin insanlar için en iyi ve en doğal antioksidan kaynaklarından biri olduğu biliniyor. Meyvenin aynı zamanda tansiyon ve kolesterol gibi hastalıklara iyi geldiği de söyleniyor.