Havuç söz konusu olduğunda ilk akla gelen genellikle turuncu renkli olan tür oluyor. Oysaki Maydanozgiller (Apiaceae) familyasının bir üyesi olan havucun farklı renklerde farklı türleri de var. Havuç türleri içerdikleri pigmentlere göre ayrılıyor. Antosiyanin olarak adlandırılan grupta mor ve siyah renkli havuçlar yer alırken karoten olarak adlandırılan grupta ise sarı, turuncu ve kırmızı renkteki havuç türleri yer alıyor. Antosiyanin türler genellikle doğu ülkelerinde yetiştirilip tüketilirken batı dünyasında pek de alıcı bulmuyor. Karoten türler ise dünyanın hemen her yerinde yetiştirilmesine karşın batıda daha çok tüketiliyor. Ülkemiz Türkiye’de her iki gruptaki türler yetiştiriliyor ve sıklıkla tüketiliyor. Özellikle turuncu havuç Türk ve dünya mutfağında önemli bir yer tutuyor.
Kök bir bitki olan havuç mutfaklarda sebze olarak kabul görüyor. Havuçtan ana yemekler, tatlılar, mezeler ve meyve suları gibi birçok gıda ürünü elde edilebiliyor. Havucun bu denli yaygın ve sıklıkla kullanılmasının ana sebeplerinin başında oldukça sağlıklı bir besin olması geliyor. Daha sonra ise besleyici özelliklerinin yüksek olması ve iyi bir antioksidan kaynağı olması sıralabilir.
Havuç pişmiş, işlenmiş veya çiğ şekilde tüketilebiliyor. Havucun en çok tavsiye edilen tüketilme yöntemi ise çiğ olanı. Havuç çiğ olarak tüketildiğinde içeriğindeki tüm vitaminleri, mineralleri ve doğal lif kaynaklarını elde etmek mümkün oluyor. Pişmiş ve işlenmiş havuçtan da önemli besin katkıları almak mümkün.
Havuç çok önemli bir A vitamini kaynağı olduğu için düzenli havuç tüketimi A vitamini eksikliği riskini ortadan kaldırıyor. Havuç aynı zamanda %80 – 90 gibi bir su oranına sahip. Yani havuç önemli bir su kaynağı olarak da görülebilir.