14 Mayıs 1962 tarihinde dünyaya gelen Ferran Adria, tam adıyla Fernando Adria Acosta, çocukluk yıllarını çoğunlukla Barselona’nın banliyö sokaklarında geçirdi. 18 yaşındayken eğitim hayatını sonlandırmaya karar veren ünlü şef, İbiza’ya gitmek için para biriktirmek istemesi nedeniyle bir restoranın bulaşıkçısı olarak çalışmaya başladı. Mutfaktaki tutkusunu da ilk olarak bu dönemde fark etti. Çalıştığı restoranda klasik gastronomi tekniklerini öğrenmeye başladı ve kariyerine farklı restoranlarda çalışarak devam etti. Zorunlu askerlik hizmetini tamamlamasının ardından Costa Brava’nın en saygın restoranlarından biri olan El Bulli’de bir ay sürecek stajyerlik görevine başladı. Bu başlangıç, Ferran Adria’nın kariyerinde önemli bir dönüm noktası oldu.
El Bulli’nin o dönemki baş aşçısı, Adria burada çalışmaya başladıktan yaklaşık sekiz ay sonra görevden ayrıldı. Bunun üzerine Adria, bir başka şefle birlikte mutfağın baş aşçılık görevini paylaşmaya başladı. Yaklaşık üç yıl sonra artık El Bulli’nin tek şefi Ferran Adria’ydı. Bu dönemde restoranın menüsünde yalnızca klasik Fransız reçeteleri yer alsa da ünlü şef yaratıcılığın bazı fikirleri kopyalamaktan ibaret olmadığını düşünüyordu. Bunun üzerine farklı lezzetlerin ve mutfak tekniklerinin peşine düştü. 1994 yılında, yani Adria’nın şeflik görevine başlamasından tam yedi yıl sonra, El Bulli’nin menüsünde klasik aşçılıktan gelen neredeyse hiçbir reçete kalmamıştı. Çünkü ileride “Gastronominin Salvador Dali’si” olarak anılacak bu dahi şef, binbir farklı deney ve bilimsel metot eşliğinde yepyeni reçeteler geliştirmeyi başarmıştı.
Ferran Adria, yemeğin farklı bilim dallarıyla buluşmuş hali olarak da tanımlayabileceğimiz moleküler gastronomi alanının öncüsü. Bu alanda yaptığı çalışmalar, ünlü ismin defalarca dünyanın en başarılı şefi seçilmesini de sağladı. El Bulli 2011 yılında ziyaretçilerine kapısını kapattı. Ancak yemek yapmanın sanattan bir farklı olmadığını düşünen Adria, hâlen bireysel çalışmalarını sürdürüyor ve gastronomi tutkunları için kitaplar yazıyor.