Türkçede Liçi ve Kral meyvesi olarak bilinen egzotik meyvenin kökeni Çin’e dayanıyor. Çin’in güney bölgelerinde tropikal ve subtropikal iklimlerde yetişen Liçi, günümüzde ise Hindistan, İsrail, Filipinler ve ABD’nin uygun iklim koşulları taşıyan bölgelerinde yetiştiriliyor. Latince orijinal ismi “Litchi chinensis” olan bu tropikal meyve “Sapindaceae” familyasından geliyor ve rambutan, longan gibi ünlü egzotik meyveler ile yakından akraba. Bu nedenle liçi, bazen rambutan ve longan ile karıştırılabiliyor.
C vitamini açısından oldukça zengin bir meyve olan liçi çiçek açtıktan yaklaşık 100 gün sonra olgunlaşıyor. Bu nedenle yetiştirilmesi ve doğal yollar ile yetişmesi zahmetli bir bitki. Liçi eski Çin’de o kadar kıymetli kabul ediliyordu ve boldu ki bölge halkından vergi olarak toplanıyordu. Liçi bu özelliği ile sosyolojik açıdan da önemli bir meyve diyebiliriz.
Yakın dönemde, Türkiye’nin Mersin ili ve çevresinde sınırlı olsa da liçi yetiştiriciliği yapılmaya başlandı. Bu girişimin nedeni ise liçi meyvesinin artık dünyada tanınan ve talep gören bir meyve olması. Liçi meyvesini taşıyan liçi ağacı yaklaşık 15 – 20 metre uzunluğa ulaşabiliyor. Liçi meyvesi bu ağacın dallarında salkım olarak bulunuyor. Meyvenin kabuğu son derece sert ve genellikle kırmızı renkte. Liçi meyvesinin kabuğu yenmiyor, içinden çıkan saydama yakın etli kısım yeniyor. Liçi’nin tadı üzüm türlerine benziyor ve bu nedenle birçok insanın damak tadına uygun bir meyve olarak biliniyor. Şeker oranı yüksek olan liçi tatlılarda, kokteyllerde ve şekerlemelerde kullanılıyor.
Liçi meyvesinin önemli bir C vitamini kaynağı olmasının yanında pek çok önemli minerali de bünyesinde bulundurduğu biliniyor.