Kebap hakkında çok net tarihi bilgiler olmasa da insanlığın ateşi bulmasının ardından kebaba benzer yemekler yapmaya başladığı bazı kaynaklarda geçiyor. Kebap zaten çok basit bir temelde, etin şişe geçirilerek pişirilmesiyle ortaya çıkan yemeklere verilen bir isim olarak biliniyor. Türkçeye Arapça “kebuba” sözcüğünden evirilerek geçen kebap ana dilinde “közlemek, kavurmak” gibi anlamlara geliyor. Bu da aslında kebabın özünde ne olduğunu bizlere anlatıyor. Kebap köz ateşte ve şişte pişirilen etlere verilen genel isim olarak karşımıza çıkıyor.
Şiş Kebap ise bugün Türkiye’de ve Türkçede fazla kullanılmamasına rağmen aslında tüm kebap türlerinin atası olarak biliniyor. Türkiye’de tüm kebaplar özelleşmiş isimleriyle anılmaya başladığı için “Şiş Kebap” tabiri bugün pek kullanılmıyor. Ancak turistik işletmeler ve yurtdışındaki Türk restoranları bu isimle yemek satışı yapıyor. Türkiye’de ise daha çok et şiş, tavuk şiş, kuzu şiş ve birçok farklı “şiş kebabı” türü kendi isimleriyle restoranlarda servis ediliyor.
Klasik şiş kebap hem Türk mutfağında hem de Ortadoğu mutfağında önemli bir yer tutuyor. Hatta Slav ve Rus kültüründe de “Shaslik” adı verilen ve bizde de şaşlık olarak servis edilen kebap türü de tamamen şiş kebaptan türeyen bir yemek olarak karşımıza çıkıyor. Şiş kebap; Müslüman coğrafyalarda, Kurban Bayramı zamanında bayram yemeği olarak yapılan ve kurban etinin kuşbaşı boyutlarda şişe dizilmesiyle elde edilen ve köz ateşinde pişirilen bir yemek. Genellikle hayvanın but ve farklı bölgelerinden yapıldığı için 1 gün önceden şiş kebap etine marinasyon uygulandığı da oluyor. Fakat genellikle şiş kebap işlem görmemiş etten yapılıyor. Etin kurumaması için bir parça etten sonra bir parça hayvan yağı şişe takılıyor. Bu oran günümüzde 2 et 1 yağa düşmüş olsa da en klasik “et şiş” veya şiş kebap yemeğinde oran 1 yağ 1 et şeklinde.