Baklagiller (Fabaceae) familyasından köken alan nohut bitkisi, insan gıdası olarak kullanılan en eski besin kaynaklarından biri olarak biliniyor. Anavatanı Türkiye’nin güneydoğusu ve İran – Irak bölgeleri olan nohut bitkisinin yaklaşık 7000 – 7500 yıllık bir tarihi olduğu araştırmalar sonucunda ortaya çıktı. İnsanlık bu önemli besin kaynağını antik çağlardan itibaren tüketiyor ve nohudun popülaritesi binlerce yıl geçse de hiç azalmıyor. Bunun nedenlerinin ise nohudun önemli bir besin potansiyeline sahip olması ve insan sağlığına çok faydalı olması diyebiliriz.
Nohut Anadolu ve Ortadoğu’da uzun yıllar yetiştirildikten sonra önce Akdeniz etrafına daha sonra ise Hindistan’a yayıldı. Günümüzde ise dünyanın birçok bölgesinde nohut yetiştiriliyor ve mutfaklarda kullanılıyor. Özellikle vegan ve vejetaryen mutfakların vazgeçilmez malzemelerinden olan nohuttan çok fazla ürün yapılıyor. Nohut ana yemeklerden tutun pürelere, hatta tatlılara kadar pek çok ürünün içerisinde kullanılıyor. Ülkemizde nohuttan çok sevilen bir kuruyemiş türü olan leblebi de elde ediliyor.
Nohut protein, lif ve mineral açısından en zengin doğal kaynaklardan bir tanesi. Nohudun biraz kalorisi yüksek gibi görünüyor olsa da bu kalorinin tamamını kaliteli karbonhidratlar ve doğal lifler oluşturuyor. Nohudun geri kalan içeriğini ise protein, doymamış yağ asitleri, aminoasitler, A, E, C ve B6 vitaminleri oluşturuyor. Nohudun doğal mineral açısından zengin olması da bir başka büyük artısı olarak karşımıza çıkıyor. Komple bir gıda olan nohut tam bir şifa ve doğru bir besin kaynağı diyebiliriz.
Nohut tüketimi kalp hastalıklarının önlenmesine, kötü kolesterolün düşürülmesine, kan şekerinin dengelenmesine ve bağışıklık sisteminin dengelenmesine fayda sağlıyor.
"Çek bir kanarya" tabiri esnaf lokantalarının değişmezidir :) Gerçek nohut gurmeleri bilir bun. Yanına da et sulu pirinç pilavı; değmeyin keyfimize.